Muş Tarih ve Folklor Araştırma Geliştirme Derneği (MUFAD) 2.81

5 star(s) from 3 votes
147.sokak
Mus, 49100
Turkey

About Muş Tarih ve Folklor Araştırma Geliştirme Derneği (MUFAD)

Muş Tarih ve Folklor Araştırma Geliştirme Derneği (MUFAD) Muş Tarih ve Folklor Araştırma Geliştirme Derneği (MUFAD) is a well known place listed as Education in Mus ,

Contact Details & Working Hours

Details

Muş ve çevresindeki mahalli oyunlar,gelenekler,yaşama tarzının bir parçasıdır. Bu oyunlarda Doğu Anadolu Bölgesi’nin özellikleri görülür.
AŞIRME
Anlam olarak”ayırma” dan gelen bu oyun genellikle oyunlara başlama özelliği taşır. Kılınce oyun türüne girer. Oyuncular serçe parmaklarını birbirlerine bağlar,düz yarim daireler oluşturarak oyunu sürdürürler. ileriye doğru çekilerek, sol ayak dizden kıvrılıp yukarıya kıvrılır. Bu figür oyun süresince tekrarlanır ve bitiş bütün oyuncular düz bir hatta öne doğru seke sek yürüyüş biçiminde ilerler ve oyun hep bir ağızdan “Tey” denilerek bitirilir.
AĞIRBAR
Kılıncı oyunların diğeri ise ağırbar’dır. Genellikle kına gecelerinde damat oynatılırken oynanır. Parmaklar tutularak oyuna sağ ayakla başlanır ve ileriye doğru üç adım atılarak sol ayak ileri vurularak ilerlenir ve aynı şekilde geri dönülür. Oyun bu figürle sürer. Oyun,ileri çıkışlardan birinde sol ayağın önüne vuruşu sırasında biter.
KEÇİKİ
Genellikli düğünlerde oynanan keçiki kılıncı oyun türüdür. Merkez ilçe dışında daha yaygın oynanan bu oyun çok hareketlidir. Parmaklar tutuşturularak oyuna, sağ ayakla başlanır ve üç adım ilerlenir,sekerek ayak değiştirilir. Sol ayak bir kez öne vurulur,tekrar ayak değiştirilip sağ ayak kaldırılarak sabit kalan sol ayak çevresinde üç noktada ayak ucu ile yere vurularak sol ayağın yanına bitiştirilir.

AYŞOKİ
Kılıncı oyun türündedir. Keçiki oyununa benzer. Oyuna, sağ ayakla sağa yaylanarak başlanır. Aynı anda ellerle yaylanış istikametinde yuvarlak daireler çizilir,sağ ayak sol tarafa geçirilir, iki adım atılır ve sekerek ayak değiştirilir. Aynı figür sol ayakla ters tarafa doğru yapılır. Oyun sol ayak öne vurularak bitirilir.

KOÇERİ
Omuzlar bitiştirilerek eller arkada kenetlenir. Ayaklar hazır ol duruşunda dizlerden kırılarak yerli yerinde üç kez hafif, bir kez de tam kırılır. Bu figür belirli sayıda tekrarlandıktan sonra sağ ayakla bir adım öne çıkılır ve sol ayakla yere aynı noktaya üç kez vurulup sağ ayağın yanına getirildiği sırada sağ ayakla tekrar öne bir adım çıkılır. Bu figür üç kez tekrar edilir. Geri çıkış, sol ayağın geriye bir adım atılışı ile başlar ve üç adım sürer. Bu oyun, Merkez ilçe ve yakın çevresinde düğünlerde oynanır.

ZEYNO
El parmaklarının tümü geçmeli olarak bir birine kenetlenir. Kollar,dirsekten doksan derece öne doğru çıkarılır. Ayaklar birleşik olarak diz kapağından belirli sayıda kırılır yerden kesilecek şekilde sıçranır. Öne eğilip sağ ayak üzerinde sabit durularak sol ayağın ucu ile arkaya üç kez vurulur. Daha sonra doğrularak sol ayak tabanı ile üç kez de öne vurulur, sağ ayak üzerinde bir kez silkindikten sonra sol ve sağ olmak üzere ayaklar üzerinde üç kez ileriye doğru çıkılır. Üç adımın bittiği yerde sol ayak ile tekrar üç kez öne vurulur. Sol ayak ileriye doğru sallanarak geriye doğru, aynı şekilde,bu kez sekmeden geriye çıkılır. Aynı oyun bu şekilde sürer.

BOTANİ
Kenetli oyunlardandır. Oyuna başlarken, kollar düz olarak arkadan, parmaklardan kenetlenir. Sol ayak önde üç kez öne hafif olarak yaylanılır. İki ayak dizlerden bir kez tam kırılır. İki kez daha yaylanılır Vücudun ağırlığı sol ayak üzerine verilerek, öne doğru meyledilir. Arkadaki sağ ayak öndeki sol ayağı geçecek kadar sallanır ve tekrar geri çekilirken dizden kırılarak yere değecek şekilde bükülür,vücut tekrar doğrultulur. Bütün bu hareketler yapılırken sol ayak önde hareketsiz tutulur. Bu oyun, Merkez ilçe ve yöresinde, düğünlerde oynanır.

DENDİKBADE
Kollar yana açılarak dirseği geçecek şekilde kenetlenir. Sağ ayak öne sallanır, aynı ayakla yana ve sağa doğru üç adım atılır. Aynı figür, sol ayakla yapılır. Bu figürler, birkaç kez tekrarlandıktan sonra oyun hızlanır. Sağ ve sol ayak üzerinde birer kez sağa ve sola ayak atılır, oyun bu şekilde sürdürülür

GERANDİ
Askeri dizilişte eller belde,sağ ayakla öne doğru adımlanır. Üç adım sonunda, sol ayak silkelenerek öne vurulur, eller belden çözülerek ayak ve el aynı anda çırpılır. Oyun bir süre böyle sürer. Dizilişte tek ve çift sayılı oyuncular, komutla bir birinden ayrılarak karşı karşıya gelirler. Oyunun başındaki figürler bu konumda da tekrarlanır. Her oyuncu karşısındaki oyuncunun eline çift elle aynı anda vurur. Bu figür birkaç kez tekrarlandıktan sonra oyuncular tekrar bir dizi şeklinde birleşir. Bu oyun, daha çok köylerde oynanır.

YALKUŞTA
Genellikle dört kişi ile oynanır. Oyun iki aile arasındaki kavgayı temsil eder. Bu oyunda, tek sıra halinde ileriye doğru gidilirken sol ayağın ileriye her atışında eller çırpılır. Oyuncular, birbirinden ayrılarak ikişerli, karşı karşıya gelirler. Gerandi oyununda olduğu gibi eller yerde çırpılır ve karşıdaki oyuncunun önüne kadar gidilip dönülür. Birbirlerini kovalarcasına süren bir gidiş dönüşlerde sıra ile, duran oyuncular gelenleri, tek ellerini havaya kaldırarak beklerler. Karşı sıradaki oyuncular, sol ayaklarını ileriye atıp sağ ayaklarını yerden sürükleyerek sol ayaklarının yanına getirirler. Bu figür üç kez tekrarlanır. Geriye doğru yaylanmanın sağladığı güçle karşıdaki oyuncuların ellerine vurulur. Daha sonra roller değiştirilir ve oyun aynı figürlerle sürer.

MENDO
Muş ve çevresinde kadınlar genellikle kol oyunları oynarlar. Bunun yanı sıra erkeklerin oynadıkları oyunların nispeten kolay figürlü olanlarını da oynarlar. Koçeri oyununa benzeyen “Mendo” oyunu, kadınların düğünlerde sıkça oynadığı bir oyundur. Bu oyunda kollar belden arkaya bağlanır.

Türk Halk Oyunları ;
Türk Folklorunun önemli bileşenlerinden biridir. Köy ve kasabalarda oynanan yöresel oyunları ve yöresel kostümleri inceleyen bir bilim dalıdır. Ayrıca Türkiye'ye özgü ve yeni gelişmekte olan bir sanat dalıdır.
Türk Folklorunun temelini halk oyunları oluşturmaktadır. Bu yüzden de Folklor, Halk oyunları anlamında kullanılmaktadır. Fakat bu yanlış bir tanımlamadır. Folklor bütün halk kültürünü (yemek,efsane,türkü vb.) kapsayan bir terimdir. Halkoyunları ise sadece yöresel dans ve giyimi kapsayan bir bölümüdür.
Türk Halk Oyunları çeşitlilik ve kapsam bakımından dünyada en dikkat çeken folklorik olgulardan birisidir. Şu kadar ki, Türk Halk Oyunları derlemeleri hala bitirilememiştir. Fakat çalışmalar devam etmektedir. Her köyün kendine has oyunları olması ve ekonomik şartlar bunu güçleştirmektedir.
Türkiye, halk oyunları açısından bir labolatuvar gibidir. Türkiye, köylerde tespit edilen 4000'in üzerinde oyun ile dünya üzerindeki en zengin oyun karakterine sahip ülke olarak tanımlanmaktadır. Çünkü bir kültür ve medeniyetler beşiği olan Türkiye'de, hemen hemen her yöresinde ayrı oyunlar, ayrı giysiler ve ayrı müziklere rastlanmaktadır. Bu da yurdun bu alandaki zenginliğinin bir göstergesidir.
Halk oyunları; diğer sanat dallarından farklı olarak, ait olduğu toplumun orijinal karakterlerini taşıyan, fertlerin müşterek duygu düşünce ve davranışlarını sergileyen, başkasına göre yalnızca güzel, ama kendi içinde ilgilenen kişinin dünyasını aydınlatma özelliğine sahip bir kültürel kimliktir.
Halk Oyunları içinde barındırdığı melodi, ritim ve hareket yapısı ile bireyin bedensel ve ruhsal gelişiminde önemli bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır. Birlikte oynamanın avantajı ile kişiye kaynaşmayı, beraber hareket etmeyi, paylaşmayı ve kendini ifade etmeyi öğreten Halk Oyunlarının bu özelliklerinden yola çıkarak, uygulanacak etkinliklerle ülkemiz insanının bireysel gelişiminin yanı sıra toplumsal gelişiminin de sağlanmasına katkıda bulunmaktır.
"Halk Oyunları" sözcüğünün nasıl yazılacağı tartışmalıdır. Türkçe Sözlük'te ve genel görüş bileşik sözcük olduğu yönündedir. Fakat Kurumlardan bazıları "Halk Oyunları" şeklinde kullanmayı tercih etmektedir. Kimi çevrelerce de "halkdansları" şeklinde de kullanılmasına rağmen; yabancı sözcükle nitelendirilmesi de doğru görülmemektedir.


Türk Halk Oyunları Genel Bakış


Halk Oyunları çoğunlukla köylü tarafından düğünlerde, nişanlarda, askere uğurlamada, yaylaya çıkış ve inişte, doğumda, dini ve milli bayramlarda, kazanılan zaferin sonucunda, ferfene, barana, sıra gezmesi, yaren sohbeti gibi toplantılarda oynanmaktadır.
Oyunlar genellikle oyun oynamaya elverişli açık alanlarda oynandığı gibi kapalı yerlerde oynanır.
Özellikle düğünlerde, yörede iyi oynadığı bilinen kişiler davet edilir. Çünkü topluluğun başında yörenin müziklerini ve oyunlarını iyi bilen ve saygın kişiler bulunur. Halk Oyunları figür bakımından zenginliğini bu kişilere borçludur. Onlar maharetini ustalığını göstermek için kendine özgü doğaçlama figürler yapar. Böylece oynayan ya da oynamayan insanlara özellikle gençlere oyunlar gösterilmiş, aktarılmış olur.
Halk Oyunları taklidi oyunlar (doğa oyunlarını, günlük yaşamı vb.) olabileceği gibi, toplumsal olayları, aşkı sevgiyi de konu alan oyunlar vardır. Mesela Urfa Kımıl oyunu, ekine zarar veren bir haşare yüzünden halkın yaşadığı sıkıntıyı dile getirir ve bu oyunda olduğu gibi diğer oyunlar için de çeşitli anlatılar vardır. Sivas-Erzurum dolaylarının oyunlarında görüşen belirgin özellik; oyunların dizi biçiminde, ağırdan başlayıp hızlıya giden bir ritimde, oyuncuların birbirlerine yanaşarak, sokularak, sarılarak oynamalarıdır. Bütün bu biçim ve şekiller, insan yaşantısını zorlaştıracak, ağırlaştıracak derecede soğuk geçen bir iklimin; elele, sırtsırta verip, düşmanı birlikte göğüslemek çabasının, dayanışmanının, kaynaşmanın açık bir simgeleşmiş halidir.
Bu etkenler zeybeklerde de belirgin bir şekilde görülür. Dikkat edilirse zeybeklerde; oynandıkça genişleme, oyun kızıştıkça yayılma, halkanın büyümesi görülür. Başlangıçta dar, küçük olan oyun yuvarlağı gittikçe açılır, yayılır, genişler, büyür. Bu da zeybek bölgelerini sereserpe, rahatça açılan, büyüyen ovalarının, yaylarının bir simgesidir. Ayrıca kişinin özünde yatan özgürlük duygularının bir anlatımıdır.
Örneğin; Sivas-Erzurum-Kars yörelerinin oyunlarının giysileri de rengini doğadan almıştır. Bu giysilerde egemen olan mor, sarı, yeşil ve beyaz, yaz başında kısa bir süre yeşeren ve sonra sararan bozkırlarla kaplı, başı dumanlı, tepekeri karlı mor dağların birer yansımasıdır.
Ege'de, Güney'de, sıcak illerde bu giysiler; renk renk çiğdemler, mineler, lâleler, portakallarla süslenmiştir. İçel ve yöresinin oyunlarında sıcak iklimin verdiği hareket rahatlığı ve kolaylığı; oyunlardaki çeviklik ve çabuklukla açık bir şekilde sergilenmektedir. Bu yörede oyun, kişiliğini bölgenin göçebe yaşantısından ve bu göçebe yaşantının doğal sonucu olan hayvancılığa dayalı bir yaşamdan, hayvansal ürünlerin işlenmesinden, avcılıktan alır. (Yoğurt, Yayla yolları, Keklik, Türkmen Kızı) oyunlarında bu gerçekler renkli, sıcak tablolarla sergilenmektedir.
Fırtınalı Karadeniz boyunda, bu denizle zorlu bir yaşam kavası veren insanların çabası, Karadeniz horonlarında baştan ayağa titreme, dalgalanma figürleriyle anlatılmıştır. Yine aynı şekilde bir bozkur yöresi olan Sivas-Erzurum dolaylarında sadece su boylarında rastlanan kavak ağacı da adını ve rüzgarla sağa sola sallanışını Erzurum'un Kavak oyununda görmekteyiz.

Bu açılardan konularına göre halk oyunları şu şekilde tasnif edilebilir:
Taklit Oyunları (hayvan-doğa).
İnsan tabiat ilişkisini konu alan oyunlar.
Yağmur, sis, akarsuyu konu alan oyunlar.
Bitkileri konu alan halk oyunları.
Rakamlarla ifade edilen oyunlar.
İnsan hayvan ilişkilerini konu alan halk oyunları.
Toplumsal olayları konu alan halk oyunları
Kavgayı konu alan oyunlar
Savaşı konu alan oyunlar
Aşkı ve sevgiyi konu alan oyunlar
Kızla erkeğin birbirine kur yapmasını konu alan oyunlar
Askere uğurlamayı konu alan oyunlar
Tarımı konu alan oyunlar, ekin biçimi konu alan oyunlar, ürünün zarar görmesini konu alan oyunlar.
Meslekleri konu alan oyunlar, çobanlarla ilgili oyunlar, kadınların yapmış olduğu günlük işleri taklit ederek erkeklerin oynadığı oyunlar, ekmek yapımı inek sağılması gibi teşbih edilen oyunlar.
Bir iş üretimi ile ilgili oyunlar ip eğirme gibi.
Oyun oynamayı gerektiren nedene bağlı olarak insanlar günlük kıyafet veya özel gün kıyafeti giyerler.
Türkiye'de halk oyunlarına mutlaka bir müzik aleti eşlik etmektedir. Kimi yerlerde, özellikle kadınlar türküyle de oynamaktadırlar. Oyunlar isimlerini, yaratıcısı kişinin adından, coğrafi bölge adından, tabiat olaylarından, içerdiği konudan vb. alır.

Türk Halk Oyunları Türleri


Türk Halk Oyunları'nın genel olarak türleri şu şekilde ayrılmaktadır:
Hora Bölgesi;Trakya.
Zeybek Bölgesi; Dört alt gruptan oluşur. Kural olarak; 9 zamanlı ve aksak ritmli oyunlardır.
Asıl Zeybek Bölgesi; Ege, Güney Marmara, İçbatı Anadolu.
Teke Zeybek Bölgesi; Göller Yöresi, Batı Akdeniz.
Kaşıklı Zeybek Bölgesi; Güney Marmara, Batı Karadeniz, İçbatı Anadolu ve çevresi. Bu bölgelerde karşılıklı oynanan ritüelleşmiş düzenli oyunlara da rastlanmaktadır (Zonguldak, Karabük'te olduğu gibi).
Kaşık Oyunları Bölgesi; Konya Bölümü ve Doğu Akdeniz çevresi.
Horon Bölgesi; Orta ve Doğu Karadeniz.
Halay Bölgesi; Üç alt bölümden oluşur.
Bozkır Halayları: İç Anadolu'nun Doğusu
Doğu Halayları: Doğu ve Güneydoğu Bölgeleri
Çukurova Halayları: Çukurova çevresi.
Bar Bölgesi; Kuzeydoğu Anadolu.
Kafkas Bölgesi; Kuzeydoğu Anadolu.



1900 Yılından Günümüze Halkoyunları Çalışmaları

Halkoyunları çalışmalarında yöntem konu, kadro alan gibi kuramsal bilgiler yanında araştırma, inceleme, derleme ve gösteri gibi uygulamalarla da karşılaşılmaktadır. Bu bakımdan başlangıçtan zamanımıza kadar olan çalışmalarda sık sık değişik konulara öncelik verildiği görülmektedir. Örneğin; başlangıçta sadece halkoyunlarının öneminden söz edilirken, cumhuriyetin kuruluş yıllarında yazılan yazılarda zeybek gösterileri ele alınmaya başladı. 1929'da halkoyunlarının filme alındığı görülmektedir. 1950 yıllarından sonra ise festivallerle birlikte anılmaya başlanmıştır.
Türkiye'de halkoyunları ile ilgili ilk yazı 1900 yılında Rıza Tevfik (Bölükbaşı) tarafından yazılmıştır. "Raks" başlığını taşıyan bu yazıda halkoyunları üzerine bugün bile aktüalitesini kaybetmeyen konulara değinilmiş, önemli bilgilere yer verilmiştir. Bu nedenle de bu yazı Türkiye'deki halkoyunları ile ilgili çalışmaların başlangıcı olarak kabul edilebilir. "Raks hakkında" adlı bu yazıdan sonra, halk oyunları 1917 tarihinde okullarımıza girmiş ve öğretilen ilk oyun tarzı da zeybek olmuştur. Bu zeybeğe "Tarcan" zeybeği denmesinin nedeni de Selim Sırrı Tarcan tarafından derlenmiş olmasıdır. Bu oyunun ilk defa İstanbul Ögretmen okulu öğrencileri tarafından İdman Bayramında halka sunulduğunu görmekteyiz. Cumhuriyet yönetiminin kurulması ile halka eğilme ve halkla kaynaşma aşamasınin ilk aşamasına geçilmiştir. 1926 yılında İstanbul Belediyesi tarafından konservatuar Halk müziği derleme gezileri düzenliyor ve bu gezilerde halkoyunlarına da yer veriyordu. Ayrıca Selim Sırrı Tarcan Ocaklarında konferanslar verip Zeybek oyunları, gösterileri düzenliyordu. 1927 yılında kurulan Halk Bilgisi Derneği'nin Tüzüğünde halkoyunlarına "raks" adlı bir ana madde koyulduğunu fakat konuya fazla eğilmediklerini söyleyebiliriz.
Atatürk döneminde Balıkesir yöresi, Trabzon-Akçaabat yöresi ve Artvin yöresi oyunlarına öncelik verilmiş; kafkas oyunları da bu dönemde icra edilmeye başlanmıştır. Türkiyenin yurt dışı tanıtımlarında Balıkesir yöresi, Artvin yöresi ve Akçaabat yöresi ekiplerine yer verilmiştir. Bunun dışında ağır zeybek oyunları da Atatürk'ün ilgisini çekmekteydi ancak tam olarak konunun üzerine gidilmemişti.
1929 yılında halkoyunları ilk kez filme saptandı. İleriyi iyi gören halkbilimcilerden Yusuf Ziya Demircioğlu, Mahmut Ragip Gazimihal, Feruh Arsunar ve Abdülkadir İnan'dan kurulu bir ekip sinema operatörü aracılığı ile Trabzon, Rize, Erzincan ve Erzurum halk oyunlarını İstanbul Konservatuarı adına filme aldılar. Bu olayın önemli olmasının nedeni ise, halkoyunlarının bundan kırk yıl sonra bilimsel nitelikli olarak ilme alınabilmesidir. Bu filmin Marmara Üniversitesi'ne bağlı Sami Şekeroğlu Sinema TV Merkezinde olduğu söylenmektedir. Ama bu filmler hala seyredilememektedir.
Halkoyunları 1932 yılında kurulan halkevlerinde kendini gösterme fırsatı buldu. Dağınık bir biçimde yapılan çalışmalar düzenli, bilinçli bir şekilde yapılmaya başlanarak tüm yurt düzeyine yayıldı. Tüm illerde halkoyunları toplulukları kuruldu ve derlemeler yapıldı. Ankara başta olmak üzere festivaller düzenlenmeye başlandı. Eylül 1935 yılında Atatürk'ün huzurunda da İstanbul'da "Beylerbeyi Balkan Festivali" yapılmıştır. Bu festival Türkiye'de düzenlenen ilk uluslararası halkoyunları festivalidir. Yurdun dörtbir yanından gelen halkoyunları toplulukları ile Balkan ülkelerinden gelen (Arnavutluk, Bulgaristan, Romanya ve Yunanistan) halkoyunları toplulukları katılmıştır. 1936 yılında (Ağustos) 2. Balkan Festivali yapılmıştır. Bu olay da ülkemizdeki festivallerin başlangıcı olması bakımından önemlidir.
1941 yılında halkoyunları üzerinde bilimsel çalışmalar sürerken Vahit Lütfü Salcı araştırmalarını "Gizli Türk Dini Oyunları" adlı eserinde toplayarak yayınladı. 1944 yılında Kasım Ülgen'in 3 ciltlik "Doğu Anadolu Oyun Havaları" yayınlandı. Bu kitapta ilk defa oyunların notaları, ayak hareketleri resimlerle çizilerek halk danslarının kalıcı olmasını sağladı. 1951 yılında Halkevleri kapatılınca, halkoyunları sekteye uğradı. Bu duruma Üniversite ve Yüksek okullarımızdakı gençler, sahipsiz ve ilgisiz kalan halkoyunlarımıza sahip çıktılar.
1955 yılında ilk defa bir kurum olarak Yapı ve Kredi Bankası bu kültür hizmetine sahip çıktı. Türk halkoyunlarını geliştirmek ve yaşatabilmek amacıyla "Türk Halk Danslarını Yaşatma ve Yayma Tesisi" adlı bir bölüm kurdu ve yuvasız kalan halkoyunlarını bu çatı altında barındırdı. Bu çatı altında değerli bilim adamlarımız 14 yıl halkoyunlarını geliştirmek, yaşatmak ve yaymak için çalıştılar. Yüzlerce araştırma ve rapor hazırlandı. Foto, film ve teyple saptamalar yapıldı. Halk oyunları festivalleri düzenlenerek buralarda 600'e yakın dans gösterildi. Bu çalışmalarda 1600 kadar oyun olduğu bunların 400 kadarının yaşamakta olduğu anlaşıldı. Bu dönemde halk oyunları topluluklarımız yurt dışında düzenlenen uluslararası festivallere katılmaya başlamıştır. 1950 yılında Muzaffer Sarısözen'in başkanlığında halkoyunları topluluğu İtalya ve İspanya'ya gitmiştir. Bu başlangıç, yani yurt dışına çıkış - Türk Halk Oyunlarının yayılması, derneklerimizin çoğalması yanında gençler için cazip hale gelmiş, onlar için özendirici bir alan oluşmuştur.
Yapı ve Kredi Bankasının tesisi sayesinde 1961 yılında ilk defa halkoyunları semineri yapılmıştır. Yine bu tesis sayesinde 1968 yılında Milli Eğitim Bakanlığı, TRT işbirliğinde halk oyunlarımız filme alınmıştır. Tesiste yapılan tüm çalışmalar ve hazırlanmış olan bant, nota, foto, film ve dia gibi dans ve müzik ürünlerinden yararlanılarak Sadi Yaver Ataman tarafından hazırlanan "100 Türk Halk Oyunu" adlı eser, Yapı Kredi Bankası tarafından 1975 yılında yayınlandı.
Günümüzde ise halkoyunları ile ilgili çalışma, araştırma, derleme ve gösteriler çeşitli kuruluşlar tarafından yürütülmektedir. Cumhuriyet döneminde Halkevleriyle başlayan ve giderek büyük kentlerde Okul, Dernek, Klüp ve topluluklarca sürdürülen Halkoyunları çalışmalarına; Kültür ve Turizm Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, TRT, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Köy İşleri Bakanlığı ve Dış İşleri Bakanlığına bağlı çeşitli kuruluşlar katılmıştır.
1966 yılında Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde "Milli Folklor Ensitüsü" kurulmuş olup halkoyunlarının dönüm noktalarından birisini oluşturur. Bu kurum daha sonra Kültür Bakanlığına bağlı "Milli Folklor Araştırma Dairesi" ne (M.F.A.D) dönüştürülmüştür. Turizm bakanlığı bünyesinde "Devlet Halk Dansları Topluluğu" oluşturulup, Gençlik Ve Spor Bakanlığına bağlı İzcilik ve Boş Zamanları Değerlendirme Genel Müdürlüğünde Halk Oyunları Şubesi kurulmuştur.
1967 yılında Turizm ve Tanıtma Bakanlığı'nca, Halk Oyunları Yarışmalarının tekrar başlatılmış olması da, bu dönemdeki halk oyunlarımızın adına önemli olaylardan biridir. Bu yarışmayı takiben Milliyet Gazetesi de lise ve dengi okullararası halkoyunları yarışması yapmaya başlamıştır (1999 yılına kadar yapılmıştır).
1970 yılından sonra Turizm ve Tanıtma Bakanlığı halkoyunları ekiplerini yurt dışı uluslar arası gösterilere göndermeye başladı. Halk oyunları ekipleri daha sonra Japonya- Osaka fuarındaki gösterilere, 1972 yılında ise Fransa'nın Diyon şehrindeki ulusararası Halk Dansları festivaline gönderildi. Bundan sonra artık Avrupa gezileri dönemi başladı.
1974 yılında Devlet Halk Dansları Topluluğu kurulmuştur. Bu topluluğun kurulması, 2908 sayılı kanuna göre kurulmuş olan folklor konulu dernekleriniz açısından önem taşımıştır. Devlet Halk Dansları Topluluğu'nun yaptığı sahne düzenlemeleri derneklere örnek olmuştur.
1978 yılında da Gençlik ve Spor Bakanlığı, dernek, kurum ve kuruluşlar, üniversitelerarası halk oyunları yarışmaları düzenlenmiştir.
1984 yılında İ.T.Ü'de Türk Musikîsi Devlet Konservatuarı'nda Türk Halk Oyunları Bölümü açılmıştır. Daha sonraları Ege Üniversitesi'nde Gaziantep Üniversitesi'nde, Devlet Türk Musikîsi Konservatuarı, Türk Halk Oyunları Bölümü kurulmuştur. Dolayısıyla, Halk Oyunları üniversitelerin bünyesine girmiş ve bilimsel metot-tekniklerde öğretilmeye başlanmıştır.
1980 yılından sonra Milli Eğitim Bakanlığı'nın halkoyunlarına verdiği önem arttı ve 1984'de MEB yarışmaları başladı. Tüm illerde halkoyunlarının gelişmesinde öncü rol oynadı.


Halkevlerinin kapatılmasıyla halkoyunlarını yaşatma ve geliştirme misyonu Halk eğitim merkezlerine bırakıldı. Günümüzde Halk eğitim merkezlerinin en önde gelen görevlerinin başında yöre halkoyunlarını geliştirmek ve usta öğretici yetiştirmektir. Milli Eğitim Bakanlığı okul içinde halkoyunlarının gelişmesine ve öğrenciler arasında yayılmasına öncülük etmiştir. Her yıl MEB yarışmaları düzenlenmektedir.
Kültür Bakanlığı da sponsoru Sabancı Holding ile birlikte dernekler arasında Türkiye Halkoyunları Yarışması düzenlemektedir. Kültür Bakanlığına bağlı Halk kültürünü geliştirme müdürlüğü (HAGEM) halkoyunlarının derlenmesi ve korunması çalışmalarında öncülük etmektedir. Kültür Bakanlığı DÖSİM aracılığıyla yayınladığı kitaplarla da halk oyunlarına katkıda bulunmaktadır.
TRT Halkoyunları topluluğu kurmakta ve yayınlarıyla halkoyunlarını desteklemektedir.
2001 yılında Türkiye Halk Oyunları Federasyonu kurulmuştur.


Halk Oyunları İle İlgilenen Kurumlar

Türk Halk Oyunları Federasyonu: Dernek ve Kulüpler 2001 yılında Türk Halk Oyunları Federasyonu'nu oluşturmuşlardır. Spor federasyonları statüsündedir. Derleme faaliyetleri ve yarışmalar organize etmektedir. Başkanı: Sertaç Demirtaş 'tır.
Milli Eğitim Bakanlığı Okuliçi Beden Eğitimi ve İzcilik Dairesi Başkanlığı: Milli Eğitim Bakanlığı'nın ilgi alanlarından biri de Türk Halk oyunlarıdır. Her yıl M.E.B.'na bağlı bütün okulların katıldığı Türkiye'nin en yaygın halkoyunları yarışmaları yapılmaktadır. Yarışmalar ilçe yarışması, il yarışması, grup yarışması ve Türkiye Finalleri şeklinde yapılmaktadır. Türk Halkoyunları'na derlemelerin yapılmasında MEB'nın büyük rolü vardır. M.E.B. Halkoyunları dairesinin müdürü; Z.Bilge Erdendir. Yarışma Branşları;
İlköğretim Minikler Geleneksel
İlköğretim Yıldızlar Geleneksel
Lise Büyükler Geleneksel
Yaygın Eğitim Kurumları Geleneksel
İlköğretim Minikler Sahnelemeli
İlköğretim Yıldızlar Sahnelemeli
Lise Büyükler Sahnelemeli
Yaygın Eğitim Kurumları Sahnelemeli
Kültür ve Turizm Bakanlığı:: Halk oyunları ile ilgilenen bir diğer kurum Kültür Bakanlığı'dır. Bünyesindeki Halk Kültürünü Geliştirme ve Araştırma Müdürlüğü aracılığıyla halk oyunlarının araştırılmasına yönelik çalışmalar yapar. [HAGEM] Ayrıca Kültür ve Turizm Bakanlığı ve sponsoru Sabancı ortaklaşa her yıl Vak-Sa halk dansları yarışması yapmaktadır. Halkoyunları dernekleri arasında yapılmaktadır. Halk Oyunları'nın oscar'ı niteliğindedir. Bunun yanında Kültür Bakanlığı köyler arası mahalli halk oyunları yarışması düzenlemektedir.
Üniversiteler: Üniversiteler halk oyunlarıyla ilgilen kurumlardır. Gerek öğrenci kulüpleri gerek beden eğitimi spor yüksek okulları ve gerekse Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı aracılığıyla halk oyunlarına katkıda bulunurlar. Üniversite Sporları Federasyonu her yıl üniversiteler arası yarışma düzenlerler.
Yurt-kur: Yurt-kur her yıl devlet yurtları arası halk oyunları yarışması düzenlemektedir.
Halk oyunları dernekleri ve kulüpleri: Pekçok şehirde halk oyunlarını öğretmek ve yaşatmak amacıyla dernek ve kulüpler kurulmuştur.
Halk eğitim merkezleri: Hem'lerin asli görevlerinden biri de yöre halk oyunlarını araştırmak ve eğitici yetiştirmektir.
Gençlik merkezleri: Gençlik ve Spor'a bağlı gençlik merkezleri de halk oyunlarına hizmet vermektedir.