Kızıldağ yaylası 3.97

Karaisalı, Kızıldağ yaylası
Karaisalı,
Turkey

About Kızıldağ yaylası

Contact Details & Working Hours

Details

Adana’nın Karaisalı ilçesine bağlı bulunan Kızıldağ
yaylası Karaisalı’nın kuzeyinde Toros dağları üzerinde
bir yayladır. Güzel bir havaya ve bol miktarda kaynak
suya sahip olması sebebiyle çok eski tarihlerden
günümüze Adana’nın en çok rağbet gören yaylalarından
biri olmuştur. Günümüzde daha çok Karaisalılar
tarafından tercih edilen yayla da kışın ikamet edilmemektedir.
Yazın nüfusu 30 000’e ulaşmakta ve saatte
bir Adana’dan ve Yayladan karşılıklı otobüsler hareket
etmektedir. Yaylanın etrafı yüksek dağlar ve yeşil ormanlarla
çevrilidir. Bundan dolayı da çevresinde pek
çok güzelliği barındırmaktadır.
Yayla ismini toprağının renginin kızıl olmasından almıştır.
Daha önceden Ramazan oğulları Beylerinin
yoğun ilgi gösterdiği bir yayla olmasından dolayı da
Ramazanoğlu Yaylası da denmiştir. Nitekim Evliya
Çelebi Seyahatnamesinde Ramazanoğlu Yaylası olarak
bahsetmektedir.
KIZILDAĞ YAYLASININ TARİHÇESİ
Kızıldağ yaylasının geçmişi çok eski tarihlere dayanmaktadır.
Kızıldağ’da tarih içerisinde pek çok toplum
yaşamıştır: Etiler, Romalılar, Türkler başlıcalarıdır.
Yayla çevresinde bulunan üç kale buranın Türklerden
önce de rağbet gören bir yerleşim yeri olduğunu bize
göstermektedir.
Ramazanoğulları Beyliği Dönemi
Süleyman Şah Fırat’ı geçerken Caberde boğulunca
Oğuz Boyları dağılır. Oğuz Boylarından olan Üçoklar
Yüreğir Beyin idaresinde Çukurova’ya yerleşir. Tarsus
tarafına yerleşen Kuşdemir (Kuştemur) Beyliğinden
bir kol 1352 tarihinde Çevlik Köyüne gelir. Sonrada
Beydemir beyliği buralara yerleşir. Kuşdemir ve
Beydemir beylikleri hayvancılıkla uğraştıkları için
Çukurova’ya yerleşen diğer Ramazanoğulları Beylerinden
farklı olarak hayvanlarını otlatabilecekleri
dağlık bölgeyi tercih etmişler, yazlık olarak ta Kızıldağ
Yaylasını keşfetmişlerdir. Burada sadece hayvancılıkla
yetinmemişler buradaki madenleri de işletmişlerdir.
Sonraki yıllarda Adana’ya yerleşen diğer Ramazanoğulları
Beyleri de yaylaya çıkmaya başlamıştır.
Ramazan oğullarının yaylayı keşfetmeleri ile ilgili bazı
söylentiler halkın dilinde dolaşmaktadır. Bir söylentiye
göre Ramazanoğlu Beyi Adana’ya yerleştikten sonra
Kızıldağ Yaylası
ilçemizi tanıyalım
buradaki sıcak iklimi görünce buranın bir yazlığı
olmalı diyerek ikişer atlıdan oluşan keşifçileri çeşitli
yerlere serin yaylalık aramaya göndermiş. Karaisalı
tarafına gönderilen keşifçiler Kızıldağ’dan önceki
düzlük alana geldiklerinde burada serin hava olduğunu
fark etmişler ve - (Burada ümit var ) demişler.
Bu meydanın ismi o günden bu yana Umut Alan
olmuştur. Bir müddet daha ilerleyince de Kızıldağ’ı
keşfetmişler. Ramazanoğlu Bey’ine haber vermişler.
Bey Çağşak adı verilen yoldan Kızıldağa gelince
yaylalık olarak çok beğenmiş. Peygamber Efendimizin
Medine’ye hicretinden sonraki uygulamasını
izleyerek Maya ismindeki devesini serbest bırakmış
deve nereye çökerse oraya cami yaptıracağım demiş.
Devenin çöktüğü yere bugünkü Kızıldağ Camini
yaptırmıştır.
Ramazanoğulları özellikle Piri Paşa, Yaylada camii,
medrese, imaret, han, hamam, yaptırarak yaylayı
imar etmişlerdir. Kızıldağ bu dönemde Adana’nın
önemli yerleşim birimlerinden biri haline gelmiştir.
Bu sebepledir ki Evliya Çelebi Seyahatnamesinde
Adana’dan bahsederken Kızıldağ Yaylasından da
bahsetmiştir:
“Şehrin temmuzda havası gayet ağır olduğundan
bahar gelince herkes Ramazanoğlu yaylasına çıkıp
çeşitli cilveler ederler. Bu yaylada herkesin mülkü,
bağ ve bahçesi vardır. Ancak Adana’da paşa, molla,
garipler, tüccarlar kalır.” demektedir.
Osmanlı Dönemi
Ramazanoğulları Beyliğinden sonra Osmanlı
hâkimiyeti döneminde de Kızıldağ önemini yitirmemiştir.
Karaisalı kazaskeri kendisine bağlı erkânı
ile birlikte yazları yaylaya çıkmıştır. Karaisalı’nın
mülki amiri olan kadı yaylaya çıkınca onunla birlikte
mahkemesi, askeriyesi, hatta mahkûmları bile
yaylaya çıkmıştır. Elleri zincirli mahkûmların yaylaya
çıkışı pek çok kişinin dilindeki ilginç yayla hatıraları
arasında yer alır.
Kadı ve erkânı Çataloluk çevresinde yer alan binalarda
kalmıştır. Bu binalardan ahşap olan sadece bir
tanesi bugün Kızıldağ cami ile Çataloluk arasında
yine ahşap çatısıyla ayakta durmaktadır.
Yaylada dört medrese olduğundan bahsedilir. Bu
medreselerde pek çok alim ders vermiş ve pek çok
talebe yetişmiştir. Bu medreselerde müderrislik yapan
meşhur âlimlerden bilinenler şunlardır:
Yakın Dönem
Yayla, güzel havası sebebiyle her dönemde
Çukurova’nın sıcağından kaçan insanların cazibe
merkezi olmuştur.
Geçit Yolu Kızıldağ
Kızıldağ’ın önemli özelliklerinden biride bir geçit
yolu olmasıdır. Orta Anadolu ile Çukurova arasında
yükselen toroslar Gülek Boğazında geçit verir.
Ancak Kızıldağ kestirme olması sebebiyle yüzyıllar
boyunca aşiret ve kervanların tercih ettiği diğer bir
geçit yolu olmuştur. Çukurova’dan sürülerini otlatarak
gelen aşiretler, Umutalan, Göğçepınar, Gökülüyurdu,
Soğanoluğu ve Karagedikte konakladıktan
sonra Niğde’nin Karayayla, Demirkazık ve Üçkapılı
yaylalarına giderlerdi.
Hayvanlarını otlatarak gittikleri için aşiretlerin bu
yolculuğu yavaş olurdu. Her konaklama yerinde üçdört
gün kalırlar peynirlerini uğradıkları yerleşim
yerlerinde satarlardı.
Cumhuriyetten sonra bu aşiretlerin erkeklerinin askere
alınması için baskı yapılmış, aşiretlerden köylere
nüfuslarını kaydetmeleri istenmiştir. Bunun neticesinde
de aşiretler nüfusuna yazıldıkları köylerde
yerleşik hayata geçmişlerdir.
KAYNAK : http://www.karaisaliplatformu.org/