Akarsu stılîlê 5.46

::::::::::::::::::::: Akarsu'nun Tarihçesi ::::::::::::::::::::::::

Kesin kuruluş tarihi bilinmemektedir. Kalenin durumuna,mağara sarnıçlarına bakılırsa, mağara devrinden beri bir yerleşim alanı olduğu kesindir. Yer altından çıkan çanak,çömleklere göre; Akarsu’ya ilk yerleşenler Etiler, Urartular ve Hurriler’dir. Daha sonra Medler, Asurlular, Yunanlılar, Romalılar, Sasaniler ve İslam devletleri hakim olmuşlardır. Bunlar Akarsu’ya değerli eserler bırakmışlardır. Kasaba’nın ilk adı Stılilé'dır. Bu ismin nasıl verildiği kesin olarak bilinmemekle beraber, iki sessiz harfin yan yana olması, bu ismin Aryen kökenli olduğu tahmin edilmektedir. Cumhuriyet döneminde bu isim İstilil olarak değiştirilmiştir. Akarsu’dan Dicle nehrine kadar uzanan dağlara İbadet dağları denilirdi. Böyle denilmesinin sebebi yasak din mensubu olan Hıristiyanların, bu dağlara dinlerine olan inançlarını sürdürebilmek için sığınmalarındandır. Akarsu ve çevresi M.S.641 yılında Halife Hz.Ömer’in El-Cezire komutanı olan İbnil-Gelim tarafından Sasanilerden alınarak İslamlaştırılmıştır. Daha önce halkın resmi dini Zerdüşt ve Hıristiyanlık’tı. İstilil 1925 yılında kasaba oldu ve ismi Akarsu olarak değiştirildi. 1972 yılında belediye kurulmuştur.

::::::::::::::::::::Coğrafi Konum:::::::::::::::::::::::::::
Akarsu, Mardin-Midyat eşiğinin akarsular tarafından yarılmış güneydoğu uzantıları üzerinde yer alır. İpek yolundan ayrılıp dağların içine doğru 17 km boyunca uzanan kıvrılarak giden ve çıplak tepelerle çevrili bir yoldan varılır. Akarsu’ya varmaya birkaç km kalınca o kurak hava birden serinler, çıplak tepeler sanki yeşil elbiselerini giyerler. Bir km kala yemyeşil bir vadi; tepelerde büyümeye yüz tutmuş meşelik alanlar göze çarpar. Çevresindeki tepelerin yüksekliği 600 ile 650 metre arasındadır. Akarsu’nun dört yanı tepelerle çevrilidir. Bu tepelerin ortasında halk arasında kale denilen bir yükselti (tepe) vardır. Akarsu’nun evleri bu kalenin çevresinde kurulmuştur. Kasabanın doğusunda bulunan derin vadiden İstilil akarsuyu akar. Önceleri Suriye’ye kadar uzanan bu su zamanla azalmıştır. Şu anda bahçelerin sulama ihtiyacını ancak karşılayabilmektedir. Düz, tarıma elverişli toprak oldukça az, halkın ihtiyacını karşılayamamaktadır. Vadi boyunca dar bir şerit halinde uzanan bahçelerde küçük çapta sebzecilik yapılır. Kasabanın güneyinde bulunan boğazdan ipek yoluna kadar uzanan bir yol vardır. Kuzeyde bulunan boğazdaki yoldan yukarı köylere ulaşım imkanı vardır. Akarsu’nun kuzeyinde Yavruköy, İlkadım, batısında Kuruköy, güneyinde Yandere köyleri vardır. Akarsu’nun çevresinde bulunan tepelerde ormanlık alan oldukça azdır. Daha önceleri palamut meşesiyle kaplı olan bu dağlarda, yaban domuzu, dağ keçisi, geyik ve irili ufaklı bir çok yabani hayvan bulunurdu. Ormanlık alan çeşitli sebeplerden korunmadığı için yok olmakla yüzyüzedir. Özellikle ısınma ihtiyacını gidermek için, ticari amaçla bilinçsizce kesilen orman büyük oranda yok olmuştur. Orman yangınları ayrıca büyük bir etken olmuştur. Ancak Akarsu çayının aktığı vadinin iki yamacı boyunca uzanan alan hala yeşilliğini korumakta; Akarsu’ya bambaşka eşsiz bir görüntü vermektedir. Ayrıca koruma altına alınan ormanlık alanlar da yavaş yavaş çoğalmakta ormanlık ( funda ) alanlar çoğalmaktadır. İklim Güney Doğu Anadolu’nun karakteristik özelliğini taşır. Yazlar sıcak ve kuraktır. Kışlar soğuk ve yağışlıdır. Ancak yağış oldukça az düşmekte; kaynak sular azalmakta, derenin suyu her geçen yıl azalmaktadır. Bunun sebebi ormanlık alanların azlığıdır.